Bu yıl on üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Mustafa Akgül Özgür Yazılım Yaz Kampı tamamlandı. 462 başvuru arasından 202 katılımcı ile 11 farklı sınıfta gerçekleştirilen yaz kampı, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde gerçekleştirildi.
Yazar: lkdadmin
Özgür yazılım felsefesinin Türkiye’de yaygınlaşması amacıyla 2010 yılından beri organize edilen bu kamp, GNU/Linux sistemi ve birçok özgür yazılımı, alanında uzman gönüllü eğitmenler aracılığıyla katılımcılara tanıtmayı hedefliyor.
Kamu ve özel sektör çalışanlarının yanı sıra üniversite öğrencilerinin de katılabileceği kampta, çeşitli önemli konularda eğitimler sunulacak. Paralel sınıflarda, farklı bilgi seviyelerine hitap eden eğitimlere katılım tamamen ücretsiz olacak. Katılımcılar sadece kendi yol, konaklama (KYK yurtlarında) ve yemek masraflarını karşılayacaklar.
24 Ağustos’ta başlayıp 31 Ağustos’ta sona erecek olan Mustafa Akgül Yaz Kampı, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.
Takvim:
- Katılımcı Başvuruları: 24 Temmuz – 4 Ağustos 2024
- 1. Tur Yerleştirmeler: 5-7 Ağustos 2024
- 2. Tur Yerleştirmeler: 8-11 Ağustos 2024
- Kamp: 24-31 Ağustos 2024
2024 Yaz Kampı Kursları
- Ağ Yönetimine Giriş
- Blokzincir ile Web3’e Giriş
- GNU/Linux Sistem Yönetimi 1. Düzey
- GNU/Linux Sistem Yönetimi 2. Düzey
- Kubernetes ve Konteyner Dünyası
- Linux’un İç Yapısı: BPF / XDP ‘ye giriş
- PostgreSQL’in Yüksek Erişilebilirliği (HA)
- Sayısal Kriptografi ve TersKod Mühendisliğine Giriş
Kampa başvurularınızı https://kayit.linux.org.tr adresi üzerinden yapabilirsiniz.Eğitim detayları için https://kamp.linux.org.tr/2024-yaz bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.
Son dönemde yaşanan ve birçok kullanıcıyı etkileyen CrowdStrike hatası, teknoloji dünyasında güvenilirlik, güvenlik ve verimlilik açısından özgür ve açık kaynak kodlu yazılımlarının önemini bir kez daha gündeme getirdi. Bu bağlamda, Linux Kullanıcıları Derneği olarak özgür lisanslara sahip açık kaynak kodlu yazılımların kullanımını ve özellikle Linux işletim sisteminin benimsenmesini destekleyen bu açıklamayı yapma gereğini duyuyoruz.
CrowdStrike, dünyanın önde gelen siber güvenlik şirketlerinden biri olarak bilinse de, son güncellemesiyle yaşanan güvenlik açığı, kapalı kaynak yazılımların potansiyel risklerini gözler önüne serdi. Bu olay, güvenlik açıklarının sadece tek bir kaynaktan çözülmesi gerektiğinde ne kadar büyük zorluklar yaratabileceğini gösterdi.
Linux: Türkiye İçin Güvenilir ve Esnek Bir Alternatif
Linux, özgür ve açık kaynak kodlu yazılım dünyasının en önemli bileşenlerinden biridir ve kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerine kıyasla birçok avantaj sunmaktadır. Türkiye için Linux kullanımının önemi şu başlıklar altında öne çıkmaktadır:
- Şeffaflık, Güvenilirlik ve Güvenlik: GNU/Linux çekirdeğinin özgür lisansa sahip açık kaynak kodlu olması, dünya çapında binlerce geliştirici tarafından sürekli olarak gözden geçirilmesi anlamına gelmektedir. Bu da, hem güvenlik açıklarının daha hızlı belirlenip düzeltilmesini sağlar hem de genel güvenilirlik seviyesini artırır. Türkiye’deki kurum ve kuruluşlar, milli güvenlik açısından Linux’un sunduğu şeffaflıktan faydalanabilir.
- Topluluk Katkısı: Linux ve beraberindeki özgür yazılım projeleri, dünya çapında geniş bir topluluk tarafından desteklenmektedir. Türkiye’de de birçok yazılım geliştirici ve teknoloji meraklıları da bu topluluğa katkıda bulunmakta yerel çözümler ve iyileştirmeler geliştirmektedir.
- Esneklik ve Uyarlanabilirlik: Linux, kullanıcıların kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirilmesine olanak tanımaktadır. Türkiye’deki işletmeler ve kamu kurumları, Linux’un esnek yapısı sayesinde daha verimli ve etkili çözümler geliştirebilir. Ayrıca, farklı donanım yapılandırmaları ve uygulama gereksinimlerine uyum sağlayacak birçok farklı dağıtım sunar. Eski donanımların bile verimli kullanılmasını sağlar.
- Maliyet Avantajı: Linux, lisans ücretleri olmadan kullanılabilen bir işletim sistemi olarak işletmelerin ve kamu kurumlarının maliyetlerini düşürürken aynı zamanda yüksek kaliteli çözümler sunar. Bu durum, Türkiye’deki bilişim bütçelerinin daha verimli kullanılmasını sağlar.
- Performans ve Kararlılık: Linux, özellikle sunucu ortamlarında yüksek performans ve kararlılık sunar. Türkiye’deki kritik altyapılar ve hizmet sağlayıcılar, Linux’un sağladığı kesintisiz ve verimli çalışma ortamından faydalanabilir.
Sonuç olarak, güncelleme sonrasında yaşanan CrowdStrike hatası, özgür lisanslara sahip açık kaynak yazılımların ve özellikle Linux’un önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Türkiye’de daha güvenli, esnek ve maliyet etkin çözümler için Linux işletim sisteminin benimsenmesini ve desteklenmesini teşvik ediyoruz.
İlgili tüm paydaşları, özgür lisanslara sahip açık kaynak kodlu yazılımları ve Linux’u kullanmaya ve bu ekosisteme katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Linux Kullanıcıları Derneği
Planlı Bakım Çalışması
Servislerimize ev sahipliği yapan Ulakbim veri merkezinde 26 Haziran 2024 tarihinde 17:00 – 22:00 saatleri arasında planlı bir bakım çalışması yapılacaktır.
Bakım çalışması tamamlandıktan sonra tüm servislerimiz en kısa sürede tekrar kullanılabilir hale gelecektir.
Anlayışınız ve sabrınız için teşekkür ederiz.
9 Mayıs 2024 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanımız Türker Gülüm ve Yönetim Kurulu Üyemiz Gökhan Sakar, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde Mustafa Akgül Özgür Yazılım Yaz Kampları ile ilgili çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him’e 2023 Yaz Kampı organizasyonundaki desteklerinden dolayı plaket taktim edilmiştir.
Geçmiş Yaz Kamplarındaki desteklerinden dolayı Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanlığı ziyaret edilmiş, Bilgi İşlem Daire Başkanı Bayram Kaya’ya plaket taktim edilmiştir.
2023 Yaz Kampında Üniversite ile Derneğimiz arasında koordinatörlük görevini üstlenen aynı zamanda dernek üyemiz de olan Önder Eyecioğlu’na verdiği desteklerden dolayı plaket taktim edilmiştir.
2022 ve 2023 yıllarında düzenlediğimiz Yaz Kamplarına ev sahipliği yapan Ziraat ve Doğa Bilimler Fakültesinde Dekan Prof. Dr. Vahdettin Çiftçi ve Fakülte Sekreteri Sadettin Fırat ziyaret edilmiş, desteklerinden dolayı plaket taktim edilmiştir.
19. Olağan Genel Kurulumuz tamamlandı
Derneğimizin 19. Olağan Genel Kurulu 11 Mayıs 2024 tarihinde İMO Rüştü Özal Salonu’nda tamamlandı. 18. Genel Kurul’da yapılan tüzük değişikliği sonucu bu genel kurulda dernek organları için seçim yapılmadı.
Genel kurul tamamlandıktan sonra 2025 yılının derneğimizin kuruluşunun 25. yılı olması sebebi ile 2025 yılında yapılabilecek çalışmalar hakkında Genel Kurul’a katılan üyelerimiz bilgi alışverişinde bulundu.
19. Olağan Genel Kurula Davet
Yapılan tüzük değişikleri ile Olağan Genel Kurulumuz Haziran ayından Nisan ayına alınmış ve bir yıl seçimli bir yıl seçimsiz olarak yapılacak şekilde düzenlenmişti.
2024 yılı Nisan ayında yapılacak olan seçimsiz 19. Olağan Genel Kuruluna davet ediyor ve 2025 yılının derneğimizin kuruluşunun 25. yılı olduğunu hatırlatır, derneğimizin gelecek yıllarını konuşmak için Genel Kurula katılımınızı bekliyoruz.
Genel kurulun ilk toplantısını 30 Nisan 2024 Salı günü saat 10:00’da Hilal Mah. 677 Sok. No 13/5 Çankaya / Ankara adresinde yapacağız. Salt çoğunluk toplanmazsa, ikinci toplantı çoğunluk koşulu olmadan aşağıdaki tarihlerde toplanacaktır:
Tarih: 11 Mayıs 2024 Cumartesi
Saat: 11:00
Yer: İMO Rüştü Özal Salonu – Necatibey Cad. No:57 06420 Çankaya – Ankara
Türkiye’de İnternet’in 31. Yılı Bildirisi
12 Nisan 1993’te 64 Kbps kapasiteli bir kiralık hat kullanılarak ODTÜ ile ABD’deki Ulusal Bilim Vakfı Ağı arasında kurulan bağlantı internetin yaygın kullanıma açılmasında ilk adım ve Türkiye’de İnternet’in doğum günü olarak kabul edilmektedir.
1991’de internetin ülkemizde de kullanılabilmesi amacıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK işbirliğiyle hayata geçirilen TR-NET projesi kapsamda uluslararası ilk bağlantı Eylül 1992’de X.25 teknolojisi kullanılarak Hollanda ile kurulmuş olmasına karşın yüksek maliyet ve genel kullanıma açılması önündeki sorunların çözümlenmesi ancak 1993 yılı bulmuştur.
1993’ten bu yana tüm dünyada toplumları ve yaşayışı değiştiren, dönüştüren, yokluğu aksaklıklara neden olan internetin önümüzdeki yıllarda yaşamın odak noktasındaki yerini daha da sağlamlaştıracağı görülmektedir.
31 yıl önce Türkiye, bu devrimsel değişime ayak uydurmak için adımlarını zamanında atmakla birlikte geçen süre içinde Türkiye’nin yapısal sorunları ve bozuklukları, bu devrimi daha geç fark eden ülkelerin gerisinde kalmasına neden olmuştur. Bugün her ne kadar nüfusun %87’sinin internet kullandığına ilişkin resmi sayılar duyurulmuş 1 olsa da Ookla’nın sayılarına göre Türkiye ortalama 41,90 Mbits sabit geniş bant hızlıyla 180 ülke arasında Burkina Faso, Mısır, Guatemala, Hounduras gibi ülkelerin gerisinde 111. sırada yer almaktadır. 2
Yine aynı kaynağa göre sabit geniş bant hız ortalamaları şehirler bazında karşılaştırıldığında diğer dünya şehirlerinin arasında İstanbul ortalama 51,22 Mbits ile 119., Ankara ise ortalama 45,72 Mbits 126. sırada bulunmaktadır. Karşılaştırma yapılabilmesi açısından halen Rusya Federasyonu ile savaş halinde olan Ukranya’nın başkenti Kiev’de ortalama sabit hat hızının 92,31 Mbits olduğunun bilinmesinde yarar vardır.
Mobil erişim performansı açısından bakıldığında görece daha iyi bir altyapıya sahip olmanın avantajıyla Türkiye, sıralamanın daha üst sıralarında olmakla birlikte ilk 50 içinde yer almamaktadır. 3
2012 yılında yaklaşık 210 bin km olan Türkiye’nin fiber altyapısı 10 yıl sonra 2022 sonunda yaklaşık 2,5 kat artarak 517 bin km’yi geçmiştir. 4 Bu artış, ilk bakışta yüksek gibi görünmekle birlikte yüzölçümü olarak Türkiye’nin yaklaşık %70’i ve Türkiye’den yaklaşık 18 milyon daha az nüfusa sahip Fransa’da 11 milyon kilometre düşenmiş fiber olduğu düşünüldüğünde daha ülkemizin alacağı çok yol olduğu anlaşılacaktır. Doğal olarak bu altyapının Fransa’da 2016 yılında çıkarılan “yeni yapılan her eve fiber bağlantı zorunluluğu” kuralı ile geliştiği belirtmekte yarar var. Benzeri düzenlemelerin özellikle kentsel dönüşüm alanları başta olmak üzere Türkiye’de de yapılması gerekmektedir. Bu gereklilik “Fiber altyapının insan hayatında olumlu bir etkiye sahip olduğu sosyal ve ekonomik araştırmalardan elde edilen önemli bir göstergedir. Daha yüksek bağlantı hızı, coğrafi konumları ne olursa olsun tüm kullanıcıların (hanehalkı, işletmeler ve idarelerin), gelişmiş ve daha verimli bir şekilde internet hizmetlerinden yararlanmasına olanak tanımaktadır.” ifadesiyle BTK tarafından da belirtilmektedir. 5
Her ne kadar bundan 20 yıl kadar önce sayısal bölünme konuşulurken coğrafi engellerin İnternet erişiminin yaygınlaşmasıyla ortadan kalkacağından ve olumlu etkisinden söz edilse de geçen süre içinde Türkiye nüfusunun %75’ten fazlasının şehirlerde yerleşik hale gelmesiyle hem de yaşanılan göçlerle birlikte büyükşehirlerin içinde bile artık sayısal uçurumlar oluşmaya başladığı görülmektedir. Birçok Avrupa ülkesinde eş zamanlı olarak başlatılan “kırsalda geniş bant erişim” projelerine hızla Türkiye’de de başlatılmasının gerektiği görülmektedir. Yalnız şehir yoğunluğunun artmasını engellemek için değil, afetlerde de kırılgan olan iletişim altyapısının güçlendirilmesi için bu tip projeler zorunluluk olarak görülmelidir.
İstatistiklerin gösterdiği internete bağlı hane sayılarındaki artış ile internete içerik sağlanmasının da bir göstergesi olan alan adı sayılarının benzer oranda artmadığı görülmektedir. Bu durumda Türk insanının interneti tüketmek amacıyla kullandığı ve bilgi üretimine katkısının sınırlı olduğu sonucunu doğurmaktadır.
Yine son dönemlerde sosyal medya kullanıcı sayıları nicelik olarak artmakla birlikte İnternet’in sağladığı özgürlük ortamı, uygarca tartışma fırsatı olarak değil nefret dilini sorumsuzca kullanma mekanı olarak algılanmaktadır. Toplumun bilinç düzeyini artırmak yerine sorunları yasakçı eğilimlerle çözme seçeneğini kullanan yönetimlerin nefret dili sorunu çözümünde yarardan çok zararları olduğu görülmektedir. Özellikle yeni kuşağın algısı, yetiştiği ortama uygun olarak gelişmekte ve refleksleri marjinal olabilmektedir.
Eğitim sisteminin kemikleşmiş sorunlarının toplumsal erozyonu hızlandırdığı bir dönemde yaşanan küresel pandemi bizlere İnternet’in önemini bir kez daha göstermiştir. İnternet sayesinde hem uzaktan eğitim ve hem de uzaktan çalışma ortamları ile tanıştık. Ancak ne yazıkki ne altyapı olarak ne de kamu kurumları olarak bu duruma pek de hazırlıklı olduğumuz söylenemez. Bu dönemde eğitimcilerin de bilişim okur-yazarlık düzeyinin ne düzeyde olduğu herkes tarafından görüldü.
Aynı evde birden çok çocuğun eğitim gereksinimini evdeki tek bilgisayar üzerinden sırayla karşılayan ailelerin bile şanslı sayılabileceği ortamda doğal olarak eğitimde fırsat eşitliği de yok oldu. Eğitimler televizyon üzerinden tek yönlü olarak verildi. 1980’li yıllardan kalan bu etkileşimsiz yöntemin verimliliğini ise tartışılmaya gerek bile duymuyoruz.
Pandemi koşulları beraberinde çoğunluğu beyaz yakalı, mesai saatleri belli olmadan çalışan ve aslında verimliliği kuşkulu bir çalışan sınıf da yarattı. Bilgiyi üreten değil tüketen bir toplumdaki sosyal medya bağımlılığının arttığı ve algı düzeyinin ayaklar altına indiği bir ortamda verimlilikten söz edilmesi zaten mümkün olamamaktadır.
Türkiye bir afetler ülkesidir. Deprem, sel baskını veya yangınlar yaşamımızın bir parçası olmuş ve ne yazıkki artık kayıplarımız doğal karşılanmaya başlamıştır. Ancak kanıksanan bir başka durum da yaşanan afetler sırasında veya sonrasında kırılgan olan iletişim altyapısının çökmesidir. Bu gibi çökmelere ek olarak Devlet eliyle iletişimin yavaşlatılması ise ayrı bir utanç kaynağı olarak görülmektedir. Afetlerden sonra yaşanan -ya da Türk insanına reva görülerek yaşatılan- karmaşada sivil inisiyatiflerin alternatif iletişim yollarını araştırmasını gerekli kıldığı görülmektedir. Yaygın kullanılan akıllı cihazların belirli aktarımlarla telsiz şebekeleri üzerinden basit metin düzeyinde bile olsa iletişim kurmasının sağlanması için çalışmalar yapılmalıdır. Beklenen afetlerin “beklenmeyen felaketler” olarak algılanmasını engellemek için teknolojinin tüm olanakları kullanılmalıdır.
2005 yılında kurulan Evrensel Hizmet Fonu’nda biriken paranın ilgili yasada belirtildiği biçimde yani herkes tarafından erişilebilir ve herkesin karşılayabileceği makul bir bedel karşılığında asgari standartlarda sunulacak olan, internet erişimi de dahil elektronik haberleşme hizmetleri için kullanılması gerektiği de unutulmamalıdır. Bu amaçların dışındaki kullanımların varlığı fonun da varlığının sorgulanması sonucunu doğuracaktır.
Haberleşme özgürlüğü anayasal bir hak olduğu halde bu hakkın özellikle İnternet üzerinden kullanımı sağlandığında Özel İletişim Vergisi alınması mağduriyet yaratmaktadır. Hem mobil hatlarda hem de sabit hatlar üzerinden yapılan İnternet erişiminden %10 oranında alınan Ö.İ.V. oranını %0,5 gibi sembolik bir düzeye indirilmesi belirli bir düzeyde kaldıraç etkisi yaratacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de İnternet’in 31. yılını yine sorunlarla kutluyoruz. Ancak sorunlara çözüm yolları önerecek olanların yine sivil toplum kuruluşları olduğunun da farkındayız.
Kamunun bize verdiği denetleme görevini yerine getirmek konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurgulayarak diyoruz ki: İnternet Yaşamdır!
- TÜİK’e göre 2023 yılına ilişkin %87,1 olarak (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hanehalki-Bilisim-Teknolojileri-(BT)-Kullanim-Arastirmasi-2023-49407) kullanım oranı görülmekle birlikte farklı kaynaklarda bu sayı değişim göstermektedir. Örneğin Dünya Bankasına göre 2022 yılı için internet kullanıcılarının toplam nüfusa oranı %83 olarak belirtilmekteyken (https://data.worldbank.org/indicator/IT.NET.USER.ZS? locations=TR), aynı yıl TÜİK bu sayıyı %85 (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hanehalki-Bilisim-Teknolojileri-(BT)-Kullanim-Arastirmasi-2022-45587) olarak duyurmuştur. ↩︎
- https://www.speedtest.net/global-index ↩︎
- https://www.speedtest.net/global-index ↩︎
- https://www.btk.gov.tr/pazar-verileri ↩︎
- https://www.btk.gov.tr/uploads/pages/arastirma-raporlari/fiber-altyapi-raporu-son-rev.pdf ↩︎
Bildiriye İmza Veren Sivil Toplum Kuruluşları
- Alternatif Bilişim Derneği
- Ankara Barosu Bilişim Hukukçuları
- Bilişim Sektörü Dernekleri Federasyonu (TÜBİFED)
- Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği (BTE Derneği)
- İnternet Derneği (ISOC-TR)
- İnternet Teknolojileri Derneği (İNETD)
- Linux Kullanıcıları Derneği (LKD)
- Özgür Yazılım Derneği (ÖYD)
- Pardus Kullanıcıları Derneği (PKD)
- Teknoloji Araştırma-Geliştirme Bilim ve İnovasyon Derneği (TABİD)
- TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO)
- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)
- Türkiye Bilişim Derneği (TBD)
Bu yıl Akademik Bişilim Konferansı öncesi kursları dahil edersek yirmi birinci (21.), Mustafa Akgül Özgür Yazılım Kış kampı adı ile dördüncü (4.) defa gerçekleştirdiğimiz Mustafa Akgül Özgür Yazılım Kış Kampı tamamlandı. Sekiz yüzün üzerinde başvuru arasından üç yüzün üzerinde katılımcı ile yirmi bir farklı sınıfta eğitmenlerimiz, gönüllülerimiz ve kurumsal destekçilerimizin desteği ile Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Anadolu Üniversitesi Rektörlük Ziyaretimiz
5 Ocak 2024 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanımız Türker Gülüm, Genel Sekreterimiz Bahri Meriç Canlı, Yönetim Kurulu Üyemiz Ender Kelleci, Kamp Komitesi Üyemiz Bora Güngören ve Umut Duman, Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Muhammet Recep OKUR ve Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mesut AYDEMİR ile birlikte Makamında Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal’ı ziyaret ettik. 30 Ocak – 2 Şubat 2024 tarihleri arasında Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan Mustafa Akgül Özgür Yazılım 2024 Kış Kampı ile ilgili görüş alışverişinde bulunduk.